Biyolojik saatiniz nasıl çalışır?
2009-Şubat ta yayınladığım bir makalemi yeniden paylaşma ihtiyacı duyuyorum. Ramazan orucunu hayırlısı ile tamamladık.
TV ekranlarında beslenme uzmanları boy boy tavsiyelerde bulunuyor. Tavsiye edilen otokontrolleri kendim için endişe ile içten içe düşünüyorum.
Ramazandan sonra iştahınız ve formunuz hakkında sizlerde endişe ediyorsanız keyifli bir serüven gibi aşağıdaki akıcı notları okumanızı tavsiye ederim. Okumaya başlamadan önce not almak için kağıt ve kalemi hazırlamanızı tavsiye derim.
“Kişi yediğidir” bu söz için sayfalarca yazmak mümkündür. Benden biolojik saatiniz hakkında kısa bilgi. Zihin ve Beden ilişkileri için sorularınız olursa sosyal medyadan yaza bilirsiniz, Zihin – Beden ilişkisi en az biyolojik saat kadar önemlidir.
Haydi şimdi başlayalım;
“Biyolojik Saatimiz” nedir? Tabiattaki bu müthiş dengeyi sağlayan, canlılarda beynin merkezine yakın yuvalanmış, küçük ve gösterişsiz bir organ olan hipofiz salgı bezidir. Varlığı milattan yüzyıllarca önce bile bilinen, insanda bir hap kadar küçük ve hafif olan bu bez, balıklarda, sürüngenlerde, hem suda hem karada yaşayan hayvanlarda, kuşlarda ve memelilerin hemen hepsinde vardır.
Biyolojik ritmi düzenleyen hipofiz bezinin görevini, salgıladığı ‘melatonin’ hormonu ile yaptığı biliniyor. Bu hormonun salgı miktarı dış dünyanın gece ve gündüz zamanları, daha doğrusu havanın karanlık ve aydınlık süreleri tarafından ayarlanmaktadır. Yani beden saati gün ışığı döngüsüyle eş zamanlı çalışmaktadır. Özellikle hormon salgılarının böyle 24 saatlik ritimler halinde düzenlenmesi, “biyolojik saat” olarak adlandırılıyor. Herhangi bir nedenden ötürü bu döngüde düzensizlik yaşanması da biyolojik saatin şaşırmasına neden oluyor.
BİYOLOJİK SAATİMİZİ ŞAŞIRTAN SEBEPLER
Genel bir örnek vermek gerekirse; uzun mesafeler arasında yapılan uçak seyahatlerinde yaşanan “jet lag” olayı, biyolojik saatin şaşırmasından dolayı ortaya çıkan bir durum. Çünkü 24 saatlik zaman dilimi içinde belirli saatlerde en yüksek ya da en düşük seviyeye ulaşan hormonlar, varılan yeni zaman diliminde yanlış saatlerde seviye değişimi göstermiş oluyor. Yeni zaman dilimine alışıncaya kadar da, vücut bir anlamda “sersemliyor”.
Swineburne Teknoloji Üniversitesi’nden Suzanne Warner, her bireyin erken kalkma ya da geç yatma gibi kalıtımsal yatkınlığı olduğunu, ancak ergenlik dönemindeki hormon değişikliği nedeniyle gençlerin daha geç yatmaya, mümkün olduğu kadar geç kalkmaya başladığını söylüyor. Çevresel etkenlerin de uyku konusunda problem üreteceğini belirten Warner, yapay ışığın (gece lambası vb, salgılanan melatoninin seviyesinde azalmaya neden olduğu, bilgisayarlarınsa gençlerin “uyuma ihtiyacını dinlemesini” engellediğini ifade ediyor.
Warner, ebeveynlere gençlerin uyku sorununun üstesinden biraz olsun gelebilmeleri için yatma zamanından bir saat önce ışığı kısma, bilgisayar ve televizyonu kapatma tavsiyesinde bulunuyor. ABD’deki Kuzey Carolina Üniversitesinden Prof. Dr. Aziz Sancar, gece çalışmanın ve ışık açıkken uyumanın vücudun biyolojik saatini devre dışı bırakarak ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını açıkladı. Uyurken ışıkların söndürülmesinin biyolojik saatin sağlıklı işleyişi için bir gereklilik olduğunu ifade eden Sancar, karanlıktan korkanlar için de en uygun gece lambasının, kırmızı renkli ışık verenler olduğunu söyledi. Gece uyurken televizyonun açık bırakılması da dinlenmeden uyanmanıza ve biyolojik saatinizin şaşmasına yol açıyor.
Biyolojik saatimizin 24 saatlik faaliyeti aşağıdadır. İlgiyle okuyacağınızı, şahsen 24 saatlik süre için alışkanlık haline getirdiğiniz tutum ve davranışlarınızı, tüm sosyal faaliyetlerinizi tekrar gözden geçireceğinize inanıyorum. Biyolojik saatle ilk tanıştığımda fıtri olmayan alışkanlıklarım için kendime kızdığımı, değişim için kararlılığımı şu an hatırlayabiliyorum.
BİYOLOJİK SAATİMİZİN 24 SAAT
05:00 – 06:00 Güne hazırlanma saati: Stres hormonu gündüz değerinin altı katına çıkar. Vücudumuz harekete geçer. Gece boyu kaybolan enerji yeniden geri gelir. Metabolizma hareketlenir ve o günün işleri için enerji ve protein hizmete hazır olur. Artık yeni bir güne başlamak için hazır durumdayız.
07:00 Kahvaltı saati: Organizma uyanmıştır, ancak hâlâ zayıftır. Kaslar ve eklemler soğuktur. Bu yüzden vücudumuzu katı, eklemlerimizi bükülmez gibi hissederiz. Dolayısıyla bu saatte spor yapmaktan kaçınmalıyız. Spor yerine güzel bir kahvaltı etmeliyiz. Sindirim organları bu saatte iyi çalışır ve karbonhidratlar, hiç depolanmadan doğrudan enerjiye çevrilir.
08:00 Nabız ve tansiyon yükseliyor: Uyurken dakikada 60 olan kalp atışı, uyandığımızda 72-78 arasına çıkar. Çalışabilmemiz için gerekli olan bu artış kalp krizi riskini de yükseltir. Ayrıca kahvaltı sigarası, damarları her zamankinden daha fazla daraltır.
09:00 – 10:00 – 11:00 En etkili çalışma saatlerimiz: Vücut en yüksek ısısına ulaşmıştır. “Kısa Süre Belleği” çok iyi durumdadır. Yoğun çalışmak için en uygun saatlerdir. Konsantrasyon ve mantıklı düşünebilme yeteneği en yüksek düzeydedir.
12:00 – 13:00 – 14:00 Yorgunluk baş göstermiştir: Dikkat azalır ve uyku basar. Beyne giden kan miktarı azalmıştır. Çünkü kan, sindirim için mide tarafından kullanılacaktır. Öğle yemeğinin ardından iyice ağırlık bastırır. Bu saatlerde öğle uykusu uyuyabilen kişilerin enfarktüs geçirme ihtimali %30 oranında azalır.
15:00 Günün en mutlu saati: Bu saatte mutluluk hormonu endorfin zirve seviyesine ulaşır. Yeni işler için enerjimiz geri gelmiştir, belleğimiz tam formundadır. İkinci verimlilik dönemini yaşarız, ama bu verimlilik sabahkinden düşüktür.
16:00 – 17:00 Adrenalin tavan seviyesindedir. Kaslar güçlenir: Organların faaliyeti üst düzeydedir. Kuvvetimiz artar. Beyin-kas organizasyonu mükemmeldir. Olimpiyat rekorlarının en çok bu saatte kırıldığı tespit edilmiştir. Tansiyon ve dolaşım çok iyi durumdadır. Küçük kasların en güçlü ve etkin olduğu saattir.
18:00 Yorgunluk başlar, akşam yemeği saatidir: Vücudumuzun yorulmaya başladığı bu saatte kaslarımız güçsüzleşir. Midemiz en çok bu saatte asit salgılar. Akşam yemeği için iyi bir saattir. Pankreas bu saatte özellikle çok aktiftir.
19:00 – 20:00 Hayat tatlanır, uyku vakti yaklaşmaktadır: Havanın kararmaya başlamasıyla vücudumuz uykuya hazırlık yapar. Kan basıncı azalır ve nabız yavaşlar. Sindirim ise devam etmektedir.
21:00 Yemeğin tehlikeli olduğu saatler: Sindirim bitmiştir ve bu organların günlük görevi sona ermiştir. Bu saatten sonra yenen her şey midede sabaha kadar hazmedilmeden bekler. Bu durum çok tehlikelidir. Hazmedilmeyen bu besinler midede çürür ve zararlı çöp halini alır. Bu zararlı asitler barsak duvarlarındaki mukozaya hücum ederler.
22:00 Bağışıklık sistemi etkin çalışmaya başlar: Bu saatte akyuvarların aktivitesi artar. Vücut bu saatten sonra nikotin gibi zehirleri tahliye edemez. Sabah saatlerine kadar vücutta kalan bu tür zehirler zarar vermeye devam ederler.
23:00 Tam uyku ve dinlenme saatidir: Stres hormonunun salgılanması durur. Bu saatte sakinleşir, rahatlar ve gevşeriz. Tansiyon ve vücut ısısı düşer. Uykuya daldıktan 10 dakika sonra kalp atışlarımız ve beynimizin çalışması yavaşlar. 25 dakika sonra ise derin uykuya geçeriz.
24:00 Biz uyurken vücut yenilenir: Akşam yemeğinde aldığımız besinler hücrelerin tamiri için kullanılırlar. Saçımız uzar, hücreler yenilenir. Gün içinde yıpranan bütün dokularımız derin uyku esnasında yenilenir. Bu günlük yenilenme fırsatını kaçırmak, bir miktar yaşlanmak demektir.
01:00 – 02:00 Verimliliğimiz ve dikkat en alt düzeydedir: Bu saatte hâlâ çalışanlar hata yaparlar. Çünkü vücut kendini uyumaya programlamıştır. Görme zayıflar, tepkiler yavaşlar. Bu nedenle trafik kazaları bu saatlerde daha fazla olur.
03:00 Metafizik yoğunluk safhası ve içe yönelik saatler: Melatonin hormonunun salgılanması kişiyi tembel ve kararsız yapar. Bu saatler, intihar olaylarının en fazla olduğu saatlerdir. Teheccüd için en uygun zaman dilimidir.
04:00 Yeni güne hazırlık için ilk kıpırdanmalar: Stres hormonu yeniden salgılanmaya başlar ve yeniden enerji kazanırız. Vücut yeni güne hazırlanmaya başlamıştır. Kan basıncı yükselir, damarlar gerilir. Bu nedenle enfarktüs krizleri saat 04.00 ile 06.00 arasında özellikle fazladır. Kalp ve Tansiyon hastaları dikkat!
Tekrar hatırlatmak istiyorum “Kişi Yediğidir”
Kaynak:
2009-Şubat-İrfan Mektebi Aylık Dergi
2009-Şubat- www.degisimrehberi.com
www.serdaralkan.com İnsan Vücudunun 1 Günlük Mesaisi
TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi Biyolojik Saat nedir (Eren Açıkel)
www.tumgazeteler.com/haberleri/SuzanneWarner