Makaleler

”İŞ YAPMAK”

İŞ= Kuvvet x Zaman, fen İş’in tanımını bu formül ile yapıyor.

Belli bir sürede belli bir gücü kullanmak formülün en kısa açıklamasıdır.

Bir şey üzerinde belli bir süre bir güç sarf etmeyi ‘’İş Yapmak ‘’ olarak tabir ederiz.

‘’Al-Getir-Bekle-Sat’’ eski usul perakendeciliğin en kısa tarifidir. Esnaf arasında ‘’İş Yapmak’’ olarak isimlendirilir.

Bu defa perakende sektöründe Enformasyon Devrimine değinmek istiyorum.

İlkel hayat alanlarından tarım toplumu ve sanayi toplumuna kadar ‘’İş Yapmak’’ ufak tefek değişikliklere rağmen aynı manada anıldı.

Ürün çeşidi, yeni pazarlar ve ulaşım farklılıklar gösterdi ise de temel prensip değişim göstermedi, 1930’lara kadar. Perakende de bilgi devrimi akademik alanda ilk defa tartışılmaya başlandı (Harvard Business School)

Alışverişte devrim niteliğinde değişim 20. Yüzyılın ilk yarısında kendini göstermeye başladı. Bilginin önemsenmeye başladığı yıllarda yeni alışveriş biçimleri tartışıldı ve denendi. İlk örneklerini müşahede ettiğimiz yani alışveriş merkezleri ve format mağazalar açılmaya başlandı.

1970’lerden sonra AVM’ler içinde kendilerini rahatsız hissedip müstakil alanlarda şubeleşmeyi tercih eden perakende mağazalar çok başarılı oldular.

Bilginin önemsenmesine biraz açıklık getirmek gerekirse, ABD de Walmart üretici ve tüketici arasındaki 3 unsuru aradan kaldırmak yolunu seçerek önlenemez bir rekabeti başlattı.

Almanya da Aldi (bizde BİM formatı) insanların en sık satın aldıkları 600 ürünü tespit ederek küçük mağazalar halinde tüm Avrupa da yayılımını sürdürüyor.

İKEA mobilya ve ev eşyalarının üretim hazırlıktan sonraki montaj kısmının maliyetlerin yarısına ulaştığını fark ettikten sonra de monte ürün hazırlamayı tercih etti tüketici lehine fayda sağladı.

1990’lardan günümüze dünyada ve Türkiye’de İş Yapmak olarak bilinen ‘’Al-Getir-Bekle-Sat’’ dönemi tamamlanmış tamamen elde edilmiş bilgiye dayalı ticaret başarısı ispatlanmıştır.

Başta müşterisini tanımayan, ürün ve müşteri hareketleri üzerinden faaliyetlerini ölçmeyen işletmeler küçülüp yok oldular. ‘’Al-Getir-Bekle-Sat’’ tarzında Anadolu’da küçük esnaflar çok az kaldılar ve durumları sıkıntılı.

Bugün geldiğimiz nokta dünyada ve Türkiye’de tüketici alışkanlıkları değişiyor. 20 yıl önceki hipermarket kasa önü kuyruklarına rastlamıyoruz.

Maalesef müşteri için alışveriş yapmak sosyal bir aktivite olmaktan çıkıyor.

Örnek vermek gerekirse çalışan eşler akşam yemeği hazırlık ve yemek faslını önemseyip zaman ayıracak durumda değiller. İşyeri ve hedefler daha önemli.

İnternet üzerinden giderilen tedarik edilen akşam yemekleri hem ucuz hem daha az zaman gerektiriyor.

Perakendede bilgi devrimi internet üzerinde hızlanarak devam ediyor. 1990’larda ABD de hükmünü kaybeden AVM mağazacılığı Türkiye’de 2010 dan sonra hükmünü kaybetmeye başladı.

Hızla artan sanal market alışverişleri cadde mağazalarının yanı sıra AVM mağazalarını da zorluyor.

Yüksek teknolojinin sunduğu imkanlar sürekli yeniliklere ve çetin rekabetlere sebep oluyor. Birkaç yıldır markalar veya al sat yapanların geliştirdiği e-Ticaret siteleri yüksek müşteri beklentileri nedeni ile satışları sınırlı kalıyor.

Perakende Devrimi, e-Ticaret te müşteri ile tedarikçi arasında sanal mağazalar tasarlayan kurumların gelişimi ile devam ediyor. Sanal Pazarlar olarak isimlendirilen alışveriş ortamlarında müşteri memnuniyeti öncelikli, teslimat ve satın alınan üründe problem olmadığı anlaşıldıktan sonra tedarikçiye parası ödeniyor. Aksi taktirde müşteri malı iade ederse ödeme hemen müşteriye iade ediliyor.

Yeni gelişen diğer bir kolaylık bu defa tedarikçiler lehine kullanılıyor, bu yenilik kendi e-Ticaret siteniz ile birlikte Sanal Pazar entegrasyonu sağlıyor. Şu an Sanal Pazar 4 ayrı platformda yoğunlaşıyor. Tüm markalar bu pazarlarda mağaza açmayı önemsediler.

Perakende sektöründe bilgi devrimi devam ediyor, e-Ticaret mutlaka önemsenmeli.

Peki diğer küçük mağazaların durumu ne olacak dersiniz? Bireysel küçük mağazalar şayet bir konuda uzmanlaşır ise ticari başarılarını sürdürebilirler, ürettikleri değerin analizi çok iyi yapmalı ve farklılaşmayı önemsemeliler. Ulusal marka olmak herkes için şart değil bulunduğu semt veya yörenin aranan ürün ve hizmetleri sunabilirler. OPET örneği girişimcilere ilham verebilir.

Bilginin izlenmesi, gelişmelerin iyi gözlenmesi girişimcilik ruhunu her zaman destekleyecek yeni iş fikrlerimizin hayat bulması için yılmadan çalışmak gerek.

Hayat devam ediyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir