Perakendeci Müşterisini Arıyor!
Müşteri frekanslarından şikayet eden perakendeci dostlarımın bir konuda dikkatlerini çekmek,bazı hatırlatmalar yapmak istiyorum. Azalan tüketici frekansı,
artan rekabet ve maalesef azalan kârlılıklar … her yerde aynı şikayetleri alıyorum; eski işleri geçtik her geçen gün küçülme olmasa! Daha nereye kadar …..?
Al-Sat ile ‘’iş yapmak’’ modeli perakendede bilgi tabanlı iş tasarımları (Enformasyon Devrimi) ile 1950-70 arası ABD ve Avrupada büyük değişime uğradı, Türkiyede ise benzer değişim 1990-2010 yıllarında arasında gerçekleşti.
Hypermarket ve Supermarket Zincirleri mahalle esnafının ticari hayatlarını bitirme noktasına getirdiklerini birlikte şahid olduk.
Haberleşme haricindeki artan iletişim hızımız ölçülemeyecek derecede arttı, yükselen hayat standartlarımızı mukayese edeniniz var mı bilmem, 1990’lı yıllarda evde sadece 1 kişide mobil telefon varken şu an sayı saymayı beceren her aile ferdinin mobil telefonu var. İnternet kullanımı bilhassa arama motoru Google hayatın olmazsa olmazı; ‘’bilmiyorsan sor’’ kimin aklına ne takılırsa Google a sorar durumda, haksızda değiller.
Market alışveriş safahatı neredeyse bitmek üzere, mağaza alışverişleri sosyal bir aktivite olmaktan çıkıyor, yükselen trend ise anlık ihtiyaç tedarikinde Google dan ‘’ara bul sipariş et gelsin’’ e dönüştü.
Her ne kadar, terör ve siyasi çalkantılar ilk bakışta perakende sektörünü olumsuz etkilediği kritikleri yapılsa da, siyasi meselelerin paralelinde gelişen önemli değişimi göz ardı edemeyiz. Şehir hayatında zamanın paradan daha kıymetli olduğunu hissetmeyen kalmadı. İşyeri ve işler, akşam ne yemek yeneceğinden daha çok önemseniyor, dolayısıyla yemek için telaşeye gerek yok, mobilden sipariş çok kolay ve hızlı.
e-Ticaret’in tüketiciye sağladığı avantajların hayli fazla olduğu –güvenli alışveriş salayanlar- artan müşteri sayısı ve yüksek hasılatlardan anlaşılıyor.
Bu değişimin göz ardı edilemez olduğunu Cadde ve AVM mağaza sahiplerinin anlamış olması gerek, 1990 larda ABD de ıssızlaşan AVM lerin benzer akıbetlerini Türkiyede de görmek uzun zaman almayacak.
Anadolu perakendecileri e-Ticaret üzerinden değişimi yavaş yavaş hissetmeye başlıyor, küçük beldelerde sanal mecradan alışveriş yapan tüketici her geçen gün artıyor. İstanbul’da Tahtakale ve İSTOÇ başta olmak üzere Anadolu perakendecilerinin tedarikçileri e-Ticaret üzerinde mağazalar açmış müşterilerinin müşterilerine ürün satmanın gayretindeler. Eh ticaret bu ya; rekabet çoğalırken kazanç oranları azalırken çözüm hemen bulunuyor; e-Ticaret.
Bu arada hemen söylemeliyim hız kesmeden devam eden değişim, hareketliliği sağlıyorsa da tüketici lehine gelişmeler memnuniyet verici. Firmaların kendilerine ait e-Ticaret sitelerinden ziyade ‘’Sanal Pazarlar’’ daha çok gelişme gösteriyor.
Şu an 5-6 kadar sanal pazar çok iyi ‘’iş yapıyor’’. Tüm perakendeciler bu süreci iyi takip etmeli ve sanal pazarlarda yerlerini almalılar. Sanal mecrada olmak cadde ve AVM mağazacılığı yapmaya engel değil, yeni birer mağaza gibi kabul etmek gerek.
KOBİ Destekçisi KOSGEB bu tür yatırımlara destek veriyor. Kurulum maliyetleri 3.000 ₺ ile 9.000 ₺ arası değişiyor, %50-%70 arası destek ile denemeye değer bir girişim.
İlk bakışta zor ve yüksek maliyet gibi görünsede gelişen teknolojinin yardımı ile bir çok kolaylık beraberinde geliyor. N11, Gittigidiyor, Hepsiburada, Sanalpazar, Epttavm, Akakçe gibi sanal pazarlara entegre olmak için hızlı, kolay ve ucuz çözümler var, denemek zor değil. 1950 lerde başlayan perakendedeki bilgi devrimini önemsemeli oyun kuralına göre oynanmalı.
Sosyoekonomik, sosyopolitik ve terörü daralan piyasanın sebepleri olarak sayarken perakendedeki değişim atlanmamalı, tekrar hatırlatma ihtiyacı duyuyorum, bilhassa yeni girişimcilere.
Sağlıcakla kalın.